bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yüz bin kez izlesem dahi izlerken heyecanlandığım üç filmden biri. diğer ikisi için; (bkz: gegen die wand) (bkz: fight club) ve (bkz: the joker) yani; (bkz: heath ledger)
    2. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ” planı olan bir adam gibi mi duruyorum. benim ne olduğumu biliyor musun? ben arabaları kovalayan köpek gibiyim. yakalasam bile ne yapacağımı bilemem. anlarsın ya… ben sadece yaparım. ” - the joker şahane deli adam sözleri olan film.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ulan efsane film yeri ayrıda sondaki çünkü o bir kara şövalye repliği beni benden aldı.
    4. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bak aklıma geldi yine. ne filmdi be. (bkz: adaletin olmadığı yerde anarşi başlar)
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yalanacak bir film
    6. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "insanı öldürmeyen şey tuhaflaştırır" cümlesi ile başlayan bir filmi izlemek için rahat bir pozisyon aldığımda aslında olayın nerelere varabileceğini tahmin edemiyordum. batman, harvey dent ve the joker... işte bu üçlü ekseninde cereyan eden olaylar silsilesi. bir tarafta kendisini insanlığın iyiliğine adamış bir kahraman(!) yani batman. diğer tarafta çok asil ve dürüst bir bürokrat. ve nihayetinde o ütopik canlı; joker. ya da insanların onu adlandırması ile bir ucube. bu durumun suçlusu o değil ama. kendisi dillendiriyor hatta. diyor ki; "toplum mükemmel bireyler yetiştirmek isterken bazılarını kaybetti. delirtti. ucube etti. benim gibi." banka soygununun ardından kalem kaybetme numarası sonrası olayın gidişatı değişmeye başlıyor. karanlıkların çocuğu batman tekme tokat adam döverken joker muhteşem planını ortaya koymaya başlıyor. aslında planı yok joker'in. çünkü; insanlar planlı eylemlere ilgi duymuyorlar. bir bidon benzinle dünyayı yakabilecek öfkeye sahip joker. fakat öfkesini kabaca ifade etmiyor. kötülüğün ve çirkinliğin, iyilikten ve güzellikten daha estetik bir duruşu ve yapısı olduğuna inandığı için bu uğurda mücadele ediyor. hem kötülüğün ve iyiliğin kriteri ne? toplumların çoğunluğunun kararları mı? o toplumların bir gün neler yapabileceğini de yine joker söylüyor. diyor ki; "şu modern insanlar aç kaldıkları an birbirlerini yerler." öyle değil mi peki? iş yerlerinize bir baksanıza. herkes bir diğerinin yumuşak etine saplamış dişlerini. kanatırcasına ve parçalarcasına ısırıyor. batman'in çıldırma hikayesi de bu noktadan sonra başlıyor. aslında o joker'den daha hasta. ama toplumun yararına hareket ettiği için dokunulmazlığı var. joker'in hiçbir hareketinde tutarsızlık olmazken batman uçmuş. mevzuyu bitirmiş. çoklu kişilik sendromu yaşıyor. kişiliksizlik ağır geliyor ruhuna. insan ve kahraman olmak arasındaki o uçurumdan aşağı düşmüş. pelerini açılmamış o düşüşte. o yüzden de alabildiğine öfkeli. aslında o da inanmıyor insanlığın iyiye gidebileceğine. nihayetinde harvey dent'i görüyor. ve onun nereden nereye gelebildiğini. insanların inançları kırıldığında neler yapabileceğinin kanlı sanığına tanık oluyor. ve harvey dent'in adaletine bakıyor. şansını kendisi yaratan bir insanın neler yapabileceğine. sonrasında anarşizm, kaos, adalet, eşitlik, yıkım, delilik... "çarp banaaaaaa!" diyor joker anayolun ortasında. batman ise joker'e çarpamayacak kadar cesaretsiz. biliyor ki ona çarpmasını istiyor joker de. o yüzden de anlam kazanıyor joker. karşıtıyla varoluyor her ikisi de. o yüzden sonsuza dek oynanacak bir oyunun ikilisi birbirlerini boşlukta yakalıdığında joker ekliyor; "delilik yer çekimi gibidir. biraz itmen yeterli." topluma dönüp bakılıyor sonra. insanlığın ucube haline. okullara, iş yerlerine... ve insanlığın ulaştığı boyut göz önüne getiriliyor. o boşlukta asılı kaldığında, her defasında farklı bir hikaye anlatan joker özleniliyor. histerik kahkahaları, muhteşem makyajı ve yüzüne kondurduğu/kondurulan müthiş gülücüğü ile. joker geliyor aklımıza. bir şekilde o ilk cümle anlam kazanıyor; "insanı öldürmeyen şey tuhaflaştırır." hayatı ve insanları ciddiye alan herkese o soru sorulmak isteniliyor. son ses. bağıra bağıra; "why so serious?"
      1abi emeğine sağlık ama sormak istediğim şu bu yazıyı sadece filmi ve filmde olanları baz alarak mi yazdın? eğer sadace filmler değilse baktığın yer, topluma bakana kadar ki karakter analizlerinde baya yanlışlık var :) - aris velouchiotis 20.12.2015 02:07:04 |#3293288
      0filmi izledikten sonra yazmıştım yıllar önce :) - madridli bela 20.12.2015 02:08:34 |#2485668
      1o zaman lafım yok abi verdim artini :d - aris velouchiotis 20.12.2015 02:21:29 |#2485689
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      christopher nolan'ın yönettiği dc comics'in kurgusal karakteri batman'in 2008 de vizyona giren serisi. bu seride joker rolünü efsanevi bir şekilde canlandiran ve daha sonra süreç içerisinde çeşitli ilaçlarla intihar ederek ölen heath ledger ismini ölümsüz yapmiştir.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: kara şövalye) izleyeli baya oldu fakat iyi filmdi tavsiye ederim
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bazı insanların amacı; ne mantık, ne para, ne de başka bir şeydir. onlarla hiçbir şekilde uzlaşamazsın."
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      let's put a smile on that face her izlediğimde zevk aldığım nadir filmlerden birisi.
    11. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her izlediğimde the joker'i özlüyorum. ve her izlediğimde acaba ölmese the dark knight rises nasıl olurdu diye kendimi senaryo kurmaktan alamıyorum.
      1bence nolan jokeri bir daha kullanmazdı. - kromatin 22.01.2017 05:01:51 |#3103034
      1ben kullanır hayalimle mutluyum :/ - moiveyo 22.01.2017 05:03:19 |#3140679
      1:) - kromatin 22.01.2017 05:08:58 |#3103915
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      christopher nolan'ın çektiği batman üçlemesinin en iyisidir.ayrıca joker karakteriyle nirvana yapan rahmetli heath ledger'in oynadığı son filmdir.imbd puanı 9/0 ve tüm zamanların en iyi 4. filmi seçilmiş.
    13. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tüm zamanların en iyi 4.filmi seçilen (bkz: the dark knight) hakkında bir kaç küçük ve ilginç bilgi; (bkz: joker) için bestelen 9 dakikalık parça sadece d ve c notalarını içermekte bu, filmin yapımcısı ve (bkz: batman) in çizgi roman şirketinin sahibi dc comic'e yapılan bir gönderme. film, (bkz: batman begins) in bugüne kadar ki toplam yurtiçi hasılatına sadece 6 günde ulaşmış. the dark knight, adında (bkz: batman) olmayan ilk batman filmidir. (bkz: heath ledger) joker rolüne hazırlanmak için 1 ay boyunca bir otel odasında yalnız başına yaşamış joker'in profilini çıkarmış hatta joker'in düşünceleriyle ilgili bir günlük tutmaya bile başlamış. ölmeden önceki röportajında "joker rolü hem fiziksel hem de psikolojik açıdan zor bir rol ve bu yüzden uyumakta zorlanıyorum." demiş. swat minibüslerinin jokeri kovaladığı sahnede dünyada sadece 4 tane bulunan (bkz: imax) kameralarından birisi parçalanmış joker, hemşire kıyafeti giymişken isim etiketinde ismi (bkz: matilda) olarak gözüküyor matilda, heath ledger'in kızının adı. joker'e, (bkz: bruce wayne) in çatı katı partisinde cevap verip kendini feda eden yaşlı beyefendi rolünü oynayan kişi (bkz: vermont) eyaleti senatörlerinden patrick leahy'miş. kendisi büyük bir batman fanıymış. 12 temmuzda filmin ön gösterimi yapılması için ayalarmalar yapmış ve öngösterim sırasında da çocuk kütaphanesi için bağış kampanyası düzenlemiş. orjinal batman müziği filmde sadece iki kere çalmış çünkü filmin müziklerini yapan (bkz: hans zimmer) ve (bkz: james newton howard) seyircinin mırıldanabileceği kahramanvari bir melodinin, batman'in karmaşık ve karanlık karaterinin etkisini azaltabileceğine karar vermişler. heath ledger, joker karakterini canlandırırken (bkz: a clockwork orange) daki alex'ten ve (bkz: sex pistols) ın eroin komasından ölen üyesi sid vicious'dan ilham almış.
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      siz kara şovalyeyi batman mı sanıyorsunuz, kara şövalye jokerdir
    15. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    16. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yetkisiz muhendis bebeğimin (#2040965) entrysine ithafen; --- spoiler --- gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır --- spoiler --- gotham bölge savcısı Harvey Dent
    17. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      LRÖVPRÇXPRÖFPF yaramazsan yaraaamaa yar yaraamazsan yaramaa şyşgğtçgfprrçfprrö
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az evvel gördüm de, il buono il brutto il cattivo ile bağdaştırılmış. çok da güzel olmuş. link
    19. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir keresinde filmin başındaki sekansta aklıma takılan bir detaya bakmak için çok alakasız bir saatte açmıştım filmi. Farkında olmadan bütün filmi tekrar izlemek durumunda kalmıştım. Öyle bir film bu. Kendi janr'ında daha iyisi pek mümkün değil. Bir kere film acayip yoğun bir film. Öyle böyle değil. Neredeyse tek bir boş sahnesi yok. Es geçtiği hiçbir şey yok. Filmi izlerken kendimi masa tenisi maçında topu takip eden bir kedi gibi hissediyorum. Aslına bakarsanız tek bir filmde 3 ayrı film işleniyor ve bunu bu kadar başarılı ve pürüzsüz bir şekilde kotarabilmek mükemmel bir iş. Zaten Cristopher Nolan'ın dünyanın en karmaşık temalarını çocuk oyuncağı gibi anlatabiliyor olmasını ve konularını aptala anlatır gibi anlatarak genel izleyici kitlesine kendini kabul ettirdiği halde yine aynı genel izleyici kitlesinin kendisini çok zeki hissetmesini sağlamayı da başarmasını bir türlü aklım almıyor. Bu çok kendine has bir başarı. Bak yine filmden koptuk Nolan'a kaydık. Olsun kayalım. Misal interstellar filmi izafiyet teorisi gibi bir teoriyi aptala anlatır gibi anlattı. Ama filmden çıkan herkes filmi anlayabilen küçük bir azınlığa mensup olduğuna inandı, özünde anlaması çok zor bir filmi anladığını zannetmeye başladı. "Hacı böyle bir film var ama beyin yakabilir" diye birbirine önerenler oldu bu filmi. :D Ve bu manipülatif sinema dilini Nolan çok iyi başarıyor. Yanlış anlaşılmasın bu bir negatif eleştiri değil. Aksine takdir. Nolan'ın filmlerini izlerken filmin sonunda kendimi iyi hissedeceğimi bilerek izliyorum çünkü bunun için bu şekilde çekiyor bu filmleri. Çok iyi. David lynch filmlerini izlerken mesela sinir krizleri geçiriyorum. Karnıma ağrılar falan giriyor. O da insanı gerçekten aptal gibi hissettiren, insanı çok yoran ve örseleyen bir sinema diline sahip. Birbirilerinin alternatifi gibi gözükseler de her iki sinema dili de zenginliktir ve ayrım yapamıyorum. Vadettikleri ve talep ettiklerim değişiyor sadece. Sinema bu yüzden güzel bir şey zaten. Neyse ben filme geri döneyim. Her şeyden önce film kesinlikle kendisini ciddiye almıyor. Bu bazıları için hatalı bir çıkarım olarak görülebilir ama bana öyle geliyor. Bu hikayenin kendisini ciddiye alarak çekilmiş hali geçen yıl çekildiği için bunu daha rahat söylüyorum: (bkz: the Joker) Film birçok noktasıyla karikatürize bir film. Bazı yan karakterler çok fena karikatürleşiyor. Çizgi roman damarından bahsetmiyorum. Ama Nolan bunu niye yapıyor ki? Çünkü nihayetinde tayt giymiş, yüzünde komik bir maskesiyle hor hor konuşan, kendini yarasayla özdeşleştirmiş bir adamın hikayesi bu film. Bence Nolan bunu bu yüzden yapıyor. Taytlı bir spider man'in "büyük güç büyük sorumluluk gerektirir" diyerek kendisini çok üst perdeden ciddiye almasına karşın çok küçük nüanslarla kendisini ciddiye almayan bir filmi izlemek bana daha derli toplu, daha samimi bir niyet gibi geliyor. Ama burada yine ilginç bir detay var. Çok ama çok yavan temalarda, çok sıradan çok düz filmlerde bile bazen yönetmenlerin dünyanın en büyük sırrını paylaşıyormuş gibi bir atmosfer hazırlamasına şahit oluyoruz. Film öyle ihtişamlı hale geliyor ki kendi alt metninin karikatürü gibi duruyor film. Bu kadar tantana yaptığına değdi mi yani diyorsun ilk bakışta. Heh işte bu film bunun tam tersi. Kendi içinde o kadar büyük konulara, çatışmalara değiniyor ve tamamen felsefi problemleri masaya yatırıyor ki anlatım tekniği açısından ilaveten ihtişamla dikkatleri dağıtmaya gerek görmüyor. Filmin tartıştığı konular zaten yeterince büyük konular. Bütün bunları büyük bir ciddiyetle anlatmak yerine hafiften kendisiyle de alay eden yarı ciddi bir tonda insanın algılarını zorluyor. Bu bir fikir işte. Batman karakteri gerçek bir süper kahraman değil, Joker diye birisi yok, gerçek dünyada Gotham gibi bir atmosfer yok, gerçek dünyada Harvey Dent gibi bir savcı da yok. Nolan bu karakterlere inanmamayı tercih ediyor bence. Ama bu materyalleri kullanarak çok gerçek sorular soruyor. Bu şekliyle yani filmdeki karakterlere inanmayarak filmin meselesini daha çok sahipleniyorsunuz. Filmdeki problemler, Batman'in ikilemleri, Harvey Dent'in dönüşümü, Joker'in soruları Gotham'ın değil bizim problemlerimiz oluyor. Film bir amaca hizmet ediyorsa buna hizmet ediyor haliyle. Neyse işte. Aklıma geldi yazayım dedim. Çok güzel bir film gerçekten. En çok aklımı çıldırtan mesele filmin kendi içindeki zamanlama ve tansiyon yönetimi. Çok dinamik bir film. Yoğun ama sıkıcı olmayan bir ritmi var. Bence gayet sofistike konuları işlerken bu kadar doğru bir timing yakalamak ve dehşeh bir ritim tutabilmek Nolan'ın en büyük başarısı. Tenet isminde bir filmi çıkacaktı. Korona sağ olsun vizyon tarihi askıya alındı. Umutla bekliyoruz bakalım.
      2Başını okuyup artı verdim biraderim. - patiklipenkuenn 28.05.2020 02:35:47 |#3791647
    20. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aşırı aşırı aşırı güzel film. film hep yüksek frekansta ilerliyor, hiç düşmüyor gerilim. muhteşem bir uyum var bu hızlı geçişlerin arasında. joker karakteri ise benzersiz bir anarşist. heath ledger hayatının oyunculuğunu yaşamış gerçekten de. öyle ki joker'i çok iyi anladığı gibi bir noktada, daha çok fikirler açısından, joker karakteri ile kendisinin de benzer olduğu anlaşılıyor.